15 Aralık 2013 Pazar

Ve sen haklısın

Haklısın. 
Ne desen haklısın. 
Bunu daha önceleri de söylemiştim. 
Biliyorum.

Kalbim uyuştu. Bütün sevgilerimi yemiş olmam da cabası. Kafamı nereye yaslasam iğneler batıyor. Birden gülmeler geliyor ki sevmem gülmeyi. Mutsuzluk diyorsun onda bile hakkın var.
Ben sevemem bayım. Her sevmelerim çürüdü. Kendimi o kadar sevmemem gerektiği konusunda uyarmaliydiniz. Içim paslandı biraz . Midem büyüdü, her hissi yer olmuşum. Ve haklısın. Yanımda olmanı isteyecek kadar haklı.

12 Aralık 2013 Perşembe

Sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede... Yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun:
"Napalım kısmat değilmiş."
                                                 Sabahattin Ali

4 Aralık 2013 Çarşamba


Biz de üç kisiydik. Üç çay demlenir. Masaya üç tabak koyulurdu. Öyle komik ki öleceğimizi unuttuktan sonra farklı yerlere dağıldık. Şimdi çok sessiz. Insan konuşmak ister mi anlaşılmayacağını bildiği yerde? Bilmem ben istemedim. Içimde üç kişi oluşturmuş sohbetimi kurmuş hiç soğumayan çaylar demliyorum. Zamanın dışında bir hayat.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Hem gökyüzünde hem de denizde yıldızlarımız var. Sizce de çok hoş degil mi? 

27 Kasım 2013 Çarşamba

Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
                            Turgut Uyar

26 Kasım 2013 Salı

Düş görmek.

korkulu bir düş görürsem eğer, diyor ikinci ses
korkma, uyandırırım seni, diyor birinci ses.
                                     Ferit Edgü

bazen olur, varsın da yoksundur. tek şeride karşıdan gelen kamyon gibi. kırmızı kamyon gibi. öyle zamanlar da 'iyiki diyorum' her seferinde 'iyiki tek çıkmışım yola.'. çarpmanın şiddetini engelleyecek olan sola kırıp veyahut kırmamak. karar kılmak. düşlerinde ölmüyor insan. o yüzden meydan okuyor ölüme. bu böyle midir hep? gözlerim açık düş görüyorum. insanlar çarpıyor. kırmızı montlu insanlar. 

öyle olur bazen. bugün tuhaf bir gülümsemeyle karşılaştım. tek çift şerit oldu birden. güldüm biraz biraz. çoğalır gibi oldum. minnetar kaldım nezaketine. böyle insanlar halk arasına gizlenmekten hiç mi hiç çekinmezler. şükür ki aralarından birisiyle karşılaştım.
                        -sizi düşlerinizden uyandıran insanları sevin.-     

23 Kasım 2013 Cumartesi

-senin tırnakların niye uzun, çirkin?
-çünkü tırnaklarımı artık annem kesmiyor.

17 Kasım 2013 Pazar

beyinlerimiz kanser.

beynimin içinde yeni binalar dikmeye karar veren halkım yıkım işlemleri ile meşgul. öyle kolay değil baya sağlam dış cepeleri var binalarımın. lakin yıkıyorlar işte. her moloz yığınına binlerce kelebek konuyor öyle birden. ama faydası yok. yarın tekrar ağrıyacak başım. yarın tekrar şairler dikecek yıkılan binaları. ölen kelebekler? boşa değil. koruyorlar zedelenen ruhumu.

ben pişmanlık duyuyorum konuştuğum için. ben sustuğum içinde pişmanlık duyarım çoğu zaman. ya ne bileyim işte hep aynı sorunlar içinde debelenip duruyorum. ne bileyim işte biriside bilsin istiyorum. derin nefesler alıyorum kelime boşluklarında. yarım yamalak...

beynimin ozon tabakası delinmiş, ağaçları kesilmiş. oksijen yetersizliği heralde bu. binlerce darbe halkım isyanda. 'şairlere özgürlük!'. gün içerisinde binlercesi... sigara izmaritleri dolu asfaltım. sorumlusu benim. onca duman. düşünce özgürlüğüme küfürdür bu! ve kısıtlıyorlar. sizleri bizleri iğrenç kalıplarından çıkartmıyorlar. açık konuşalım nefretimi tetikliyorlar. her birey kendi halkını yönetir kafasında. bunun farkındalığına varan insan bilinçsiz eleştirilerini bir kenara koyar kendisiyle uğraşır. insanlığın en çirkin halidir kedini bilmezlik. beyinlerimiz kanser.

13 Kasım 2013 Çarşamba

-

utanç, insanın kendi içinde binlerce orduyla kendisine savaş açtığı tek güçsüz kuvvetidir. gururdan mıdır bilmem bunlar yaşanırken kolumuz kıpırdamaz. öyle de belli etmez kimimiz. ölmek diyorum işte. utanç, ölmenin nefes alıyorkenki halidir biraz.

8 Kasım 2013 Cuma

Hata-1

Başta hata yapıyoruz. Mesela inandığımız şu denizanası hiçbir zaman deniz doğurmadı. Şaka yapmıyorum.

7 Kasım 2013 Perşembe

bana bağırma dedim kaç kere. kendini her kaybettiğinde balıklarım ölüyor. bak yine ölüyorlar. beynimin içinde büyük çaplı intiharlar gerçekleşiyor ve sen susmuyorsun. neden demiyeceğim. yorulmadım ama balıklarım...

bak inkar edilemeyen şeyler var seviyorum doğru. yalan diyen utansın, balıkları ölsün! lakin mutluluğun fazlası bana siret etmemeli. canım yanıyor. ne yapayım. ama bağırma! kaç kere diyeceğim. hastayım ben. çok ları yaşamam yasak. çok mutlu olamam, çok üzgün olamam, çok ağlayamam, çok sinirlenemem. ben karantinanın öteki anlamıyım. ben senin evinim. ama sen sokakları seviyorsun. ben çıkamam. o da yasak. insanların sesleri arabalar bazen martılar...  özlüyorum. ama çıkamam.

28 Ekim 2013 Pazartesi

Kalbimin en kararmış köşelerini törpülüyorum. Ve bakıyorsun öyle. Kuşkusuz pişman olacaksın. En büyük pişmanlığın ben olacağım! 
    

14 Ekim 2013 Pazartesi

Hiç unutmam


Ben küçükken

Insanlar ölmez,

Bakkallar kapanmaz,

Tırnaklar uzamaz,

Papatyalar hiç solmazdı.

13 Ekim 2013 Pazar

Kendime sürekli hatırlatmam gerekiyor:
-Kızım hayat senin duygularına göre değişmiyor, yapman gerekeni yap!
Ama inanın bazen beni ben bile dinlemiyor.
Var öyle bir dünya.
Gözünüzü kapatıp açtığınız yerde,
Kuşkusuz yaşıyoruz.

6 Ekim 2013 Pazar

Laf lafı açar bayım.

Dünya
Sen
Ne 
Güzel
Şeysin
Öyle(!).

Kuşların kafesi, bizim dünyamız. Öyle farksız. Böyle uçup gidilesi. Hayallerimiz kurtarır bizi. Buna izniniz var ise. Evet! Korkağın tekiyim, bu yüzden kaçıyorum. Kelimelere sığınıyorum. Onlar seviyor kaçan ruhları. Ziyadesiyle rahatım yerinde bayım. Içiniz rahat etsin. Gülüyor musunuz? Gülün tabi. Gamzelerinizden öpüyorum bayım.
Kuşlar bizi sevmiyor mu bayım?

1 Ekim 2013 Salı

öyle ya ince ince dökülüyorum kendimden.
mutluluğumu bağladığım her düğümü çözüyorum.
sonra işte
böyle zorlaşıyor yazmak.


iyi günler geçirin.

28 Eylül 2013 Cumartesi

Büyük gemiler de yok artık bayım
Büyük yelkenler de
Büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım.
İşte az önce bir karabatak daldı suya
Bir süredir kayıp
Dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.
Kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum.
Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?
Bir gül, bir güle derdi ki görse
Yalan söylüyorum
Güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.
                                                                      -Didem Madak
                                                                    

27 Eylül 2013 Cuma

"Yepyeni günler başlayacak. Süt kokulu bir dünyaya erişeceğim."    

Sait Faik Abasıyanık

22 Eylül 2013 Pazar

'Elimden gelmiyordu.'

   'Tanıyordum elimden gelmiyordu
    Yoksa ne güzel aldanacaktım.'
                          Turgut Uyar.


Kaç satır sildim belli değil. Arkadan çalan müzik olsa gerek. Yakıştıramıyorum cümlelerimi. Olur arada gücenme. Sen devam et. Bizsiz, sizsiz, eksiz. Ne çok sevdim ama hadi gülsün yüzün biraz. Gücenme bak, benden bu kadar.  Hadi ama bırak şu oyunu. Farkında degil misin? Sen ruhumu yoran, kalbime tesir edemeyensin. Isterdim acımız bir olsun. Yazdıkça sen olayım istedim. Neden yaptın bunu? Tamam soru yok. Gücenmek yok.


16 Eylül 2013 Pazartesi

Sana saklanabilir miyim
-Göz çukurlarının en kuytu köşesine-
Bana yardım et

11 Eylül 2013 Çarşamba

Insan nasıl unutur kırgınlığı?

Kimseye ikinci bir şans vermeyeceğini iddia eden sen, kalbin yalancı. Kim bilir kaç kez affedilmişsindir. Hayır sana inanmıyorum. Üstelik kimseyi kırmadığını söylüyorsun. Ahhh ne büyük yalan! Kırılan insan susar. Kırılmayı bilseydin bunu da bilirdin. Eğilme çocuk. Gücüne güç kat. Kendini ancak bu şekilde saklayabilirsin insanlığından.

Hayır kabul etmiyorum hata yapan insanı sevmeyeni. Onca kalbi kırdım bir o kadar kırıldım. Hepsi benim hayatımın parçası. Hanginiz bunu inkâr edebilir?
Ama yapıyorlar. Işte bundandır bazılarımızın kendini olduğu yere ait hissedememesi. Ikinci bir şansı layık görmediğiniz insanlara ihtiyacım var.

Lütfen siz de yapmayın.

9 Eylül 2013 Pazartesi

Olmam gereken yerden onlarca uzaklık tabirindeki birçok yol. Çünkü yaşamayı beceremiyorum. Insanlığıma batıyor olanlar. Lutfen siz de beni tanıdığınız için pişmanlık duymayın. 

'Her şey mümkün şu kıçı kırık dünyamızda.'

5 Eylül 2013 Perşembe

Size en samimi halimle geliyorum şu an. Canımızı yakıyorlar. Kimsenin konuşacak hali mi kalmamış? Evet. Zor günler geçiriyoruz. Bu en zoru olsun isterim. Dahası da olmasın. Dua edelim. Umalım sonunda hep birlikte gülebilelim diye.

Şimdi izninizle babamın kızı olmalıyım.
Iyi günler geçirin.

3 Eylül 2013 Salı

kesik kesik seviyorum çocuk.

kalbimi süzgeçten geçiriyorum.

parça parça sen.



1 Eylül 2013 Pazar


Dün omzumda bir kediyle paten sürdüm. Öyle güzel güldü ki içim. En çok patilerini sevdim. O kediyle yaşayabilirim.
Insanlar ruhumu zedeliyor.



30 Ağustos 2013 Cuma

bayım.

ölüm soğuk gelir, kalplerimize kaynayan kazanlar yerleştirir. boğazımıza tonlarca düğüm. birçok anlam kaymasıyla birlikte yıldızlara hasret ruhlar oluşur. oluşur diyorum çünkü oluşturuyorum. küçülüyorum. olduğunca. ellerime eldiven gerek. anlamıyor musunuz? soğuk.

-ihtiyacım var. kokun dahil kalbine. 
sevmelere. 
bakınız
ben kalıcı değilim bayım.-

bazen geri getirmek için can atıyorum. ama rahatım bakma sen gözümdeki yaşa. bak ben iyiyim. bu kadar seviyorum. noktasına kadar cümlemin. belki kar taneleri. kışı seviyorum bayım. kışın sizi seviyorum bayım. ama ben kalıcı değilim bayım.

yelena bryksenkova no Tumblr
bazen
yoruluyorum bayım
ama benim ikinci bir fincanım yok



26 Ağustos 2013 Pazartesi

Ne desem boş. Mutluluk bu dünya kavramına sıkışacak bir kelime olmamakla birlikte içini bizler veyahut sizler dolduramıyorsunuz.

her seferinde aynı soru
benim burada ne işim var?
gitmiş olmam gerekirdi 
kendimden bile
çünkü zor
taşıyamadığım bir kalbe sahibim
ve inanın 
bu dünyada zor.


19 Ağustos 2013 Pazartesi

Benim.

Birdenbire yola çıkma kararı alıyorum. Kabul ediyorum belki daha önceki yazılarımda da birçok kere bu kararı almış bulunmakla birlikte yerimde saydım. Şimdi farklı sevgili okuyucum şimdi daha farklı. Teker teker ayrılıyorum arkadaş dediğim kavramlardan. Kendimi dostuma bırakıyorum. Ancak kitaplarım ile birlikte. Öğreticiliğimi yapacağım bir yılın içine giriyorum, her şey kadar heyecanlıyım. Sanki geçirdiğim sıkıntılı yılı yıkmışım gibi.

Derin nefeslerimi sensiz alıyorum sevgili. Sensiz seviyorum mevsimleri. Sensiz ilk yolculuğuma çıkıyorum. Kolay olanı ortaladım. Hayatımın en ortasında. Öylece bir masalın böylece içine giriyorum ve karıştırmadan duygularımı sessizce çiziyorum yolumu. Selam olsun sizlere, parçasından en bütününe selam olsun.

temiz gökyüzüme
temiz insanımla
ne mutluluk !
bu işte
benim hayatım.

11 Ağustos 2013 Pazar

Çıkış kapısı.

Gelebilirsin.
Kitaplarımız ile.
Gidebiliriz.
Oylesine mutluyum.
Icimdeki tırtıllar çıkmış olmalı kozalarından.
Hissediyorum.
Seviyorum.
Safranbolu ilçesini.
Yeniden.
Şekilleniyor.
Hayatım böylece.
Saygılar.




7 Ağustos 2013 Çarşamba

kaç kişi?

Kimse iddia edemez benim oyun oynadığımı bir başkasına. En büyük oyunumu kendime oynadım. Ne denli istekliydim kim bilir. Yeni yeni karakterler oluşturdum önceleri. Hoş olmadı hep kızdım kendime. Sonra mutlu olmam gerektiğini söylediler. Daha çok kızdım. Olusturdugum çocuk hep sinirli. Nedeni yok. Aslında inkar ediyorum. Çünkü bunu öğrendim. 

Hep o ön plandaydı. Bana ihtiyaç yoktu. Ne büyük yalanlar söyledim gün içerisinde kendime. Isteklerimin tersine koştuğum sıralarda kaçtım. Senden. En dipteyim. Seninleyken aşağılık ben mutluyum. Kendimse hiç. Ama son oyunumdu. Her şeyi herkesi terk ettim. Yeni bir kimlik.

Bilmiyorum belki bu da oyundur. Kendimden uzaklaşmak istiyorum. Kafam kaç kişi?

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Yaralandın
Ve
Sadece
Bittin.

Rüyalarımdaki kadınlar böyle cümleler kuruyor.
Rüyalarımdaki insanlar ben de gerçek yaşamın izlerini bırakıyor.

28 Temmuz 2013 Pazar

Ne derdin?

yalnız  odada
odada yalnız
O da yalnız.
      Ferit Edgü.


Bazen kursağıma takılıyorsun. Öylece kalakalıyorum onca insanın arasında. Yalnızlığıma sığınıyorum o sıralar. Sana sığınıyorum. Ne kadar da anlamasan bir o kadar istekliyim anlatmaya. Oldu ki yaptım. Bıraktım sana dair her anımı. Donuklaşıyor işte o sıralarda mimiklerim. Düşüncesi hayal kırıklığı.

Nefes almak diyorum. Yanımda olsan belki daha güzel nefes alırdım. Ne dersin?

21 Temmuz 2013 Pazar

O kadar 'herkes'sin ki 
Beni hiç kimse yapıyorsun.

Içimdeki papatyaları kopartıyorsun.
Hoş değil.
Kötü çocuk olma. 

16 Temmuz 2013 Salı

                    15 TEMMUZ 2013 


Ailemizin ilk acısı. Toprağı kokan adam. 

Bu günü unutmayalım. Bu acıyı unutmayalım.

Ölüm girdi ailemin en içine. İlk defa başın sağ olsun dileklerini bana sundular. Ağlamasın kızlarım demiş ağlamadım. Sesim çatladı sonraları kalbim. Bir kadın omzumda elli altı yıllık dostum gitti, uğurladım en güzel şekilde diyor. Ağlama diyorum bu sözlerin ardından tutulası gözyaşları kalmıyor. 

-dedenizi uğurladım yavrularım.
-başımız sağ olsun anneannem. 


12 Temmuz 2013 Cuma

ilan.

Bazen kızıyorum.
Kimsin sen aynalarda ben gibi gözüken yabancı.
Ne haddine yüzümü çalmak.
Bağırıyorum.
Üzülüyorum sonraları.
Gözlerimin içine bakarak ağlıyorum.
Ne çok başkası olmuşsun be kızım.
Lambanın ışığında aptallaşmış sinekler gibi ruhun.
Oysa severdin kimliği belirsiz adamları.
Ne demek efendim ne demek.sevmeler ne demek.
Büyümek yoktu hazinemde.
Sonraları eklendi.
Baş ağrıları.
Bu kız her kim ise tanımıyorum kendisini.
Gören yahut duyan olursa inkar etsin.
Rica ederim.




10 Temmuz 2013 Çarşamba

can bulmaksa bir kadın.



hüzün gibi bakışları.konuşmuyorlar da.en çok o huylarını seviyorum.umarsız bakışlarını.iliklerimize işledikleri acılarını bilmek istiyorum.bir kadına ihtiyacım var.biraz daha tutunabilmem için yoldaş.en iyisinden kadınlar anlayabilir kadınları.ilgi yumakları.şimdiler de tek bildiğim dinlenmenin ruhumu yorduğu gerçeği.yalnızlığın dışına ihtiyacım var.kısa saçlı bir kadının dertlerine ayrıca.

kitaplarda ki kısa saçlı kadınlar da hep hüzünlü.taşıyacak yük var.taşınacak insan.

yazılarım ile can buluyorum zihinlerinizde.yakından tanısanız bu denli tanıyamazdınız.böylece şanslı sayıyorum kendimi.anlatabilmişim misali.

8 Temmuz 2013 Pazartesi

4 Temmuz 2013 Perşembe

beşiktaş vapur iskelesi

aklıma gelmen hayli normalken yadırgıyorum düşüncelerimde dahil seni. ben de suç duyurusunda bulunmalıydım. ne saçmalık. başım ağrıyor ve saklanıyorsun tümüyle aklımın en kuytu köşesine. sırtım üşüdü.tamı tamına on beş dakika insanlar arasında bekledim terledim.üşüyorum. dikkatim dağıldı önümde duran kadının saçları hayli kısa hoşuma gitti. senin de hoşuna gider miydi? adam omzuma çarptı, özür diledim. öğrenmeliler. aldırmıyorum. vapur iskeleye yanaşıyor. deniz sinirli. insanlarına. 'nasıl olur?' der gibi hırçın. içtence selamlıyorum, martılarını sevdiğim denizimi. tık yok. insanların acelesi var. yukarısı iyidir. çıkıyorum. aynı itiş kakış. bana çarpanlardan özür diliyorum teker teker. papyonumu düzeltiyorum. bugün senin için taktım. aklımda sırf sen varsın diye. belli etmiyorum duygularımı. ayıplayacakları yanım olmasın diye de çoğu zaman susuyorum. bir gitar sesi. cömert insanımız kulaklarımızı şenlendirmek istemiş derken kalkıyor ayağa para istiyor. utanıyorum. haklı diyorum. içerisi sıcaktır içeriye oturmak lazım yaz kış. hep içerisi.

26 Haziran 2013 Çarşamba

Sen ve siz bayım.

Ne büyük yanılgı oysa.Sanılanın dışındaki yaşantımız ' günaydın' ile kolayca bölünüyorken biz inadına cevap vermeksizin hayalin peşine takıldık.Dizlerimiz kanadı.inançlarımız gökyüzüyle birlikte anlaşmış misali hepsi birden o kadar sesli.Bak haksız değilim, deli hiç değilim.Utanıyorum düşüncelerin beni itekleyerek yaşadığım hayatın dışına sürüklerken hâlâ isterik bir şekilde gülümsemenden.Çoktandır kesik olan düşler ve turuncu ile ne mutluyum ama.

Dinlemenizi isterim bayım.Sizi sevebilirdim lâkin beni sevdiğinizi söylüyor olduğunuz halde kendinizi bile kandırdığınızı fark etmiş olmasaydım.Gülün biraz bu satırlarla birlikte.Ne büyük mutluluk ama.
Bütün kelebeklerimi
Içimde sana dair
Büyüttüğüm
Her şeyi
Bıraktım.
Aşk
Yanlış insanların bünyelerinde barınıyor.

25 Haziran 2013 Salı

işte.

denizim var.uyumaya hazırlanırken karşısında bulduğum kendimi.öyle pürüzsüz ki.bu halini seviyorum işte.
sonraları ufak dalgalarla köpükleniyor.anılarımı vuruyor karaya.teker teker değil topluca farklı yerlerden vuruyor.hoşlanmasam da gitmiyorum.ayaklarımı ıslatan anılarımı getiriyor bana.şiddetini artırıyor, git gide daha büyük dalgalar.ayaklarımın ıslanması iyi oluyor ama soğuk.üşütür cinsten.en büyüğünü vuruyor, kıyıya üstüm başım anı.uyanıyorum alelacele.çoraplarımı giyiyorum, camımı kapatıyorum.kalbimin üşümesinden korktum.hep esintili bu aralar.


24 Haziran 2013 Pazartesi

göz çukurları hep dolunay.
öpüyorum.
geçmiyor.
silemiyorum da.
kocam ölüyor diyor.
ağlama diyemiyorum.
ağlaşıyoruz öylece.



21 Haziran 2013 Cuma

ayırıyorlar.

Hangi tırnağımı kazsam ben.

farkında olmadığınız zamanlada fark etmediğiniz insanların gözü hep üzerinizde.benliğinizin kuşağına dolanmış saç tellerinizi kopartıyorlar.yardımdan ziyade can yakıcı.bunlar anlaşılır değil.insanlığımız gibi.kolay fakat zor.yaşanmış hatalarda örneklerimizin çok olası tekrarın farklı bir versiyonu.onlar sizi izliyor.

izlemekten değil sadece istemek.istemekte değil sadece izlemek.yanınızdan geçenleri konu edinirsek mesela daha dün yüzünü 5 saniyelik gördüğüm adam benim sahtekar olduğumu söyledi.5 saniyede sadece sahtekar.üzüldüm.kim bilir tanısa neler derdi?böylece sınıflara ayrılıyoruz.

bizi ayırıyorlar.teker teker çoğunluklarla farklı kategorilere.öyle laflar ediyorlar ki ağızları terliyor.

yalın insanlarla yalnızlaşıyoruz.kimliğimizi gururun ötesinde bir kibirlilikle yeniden oluşturuyoruz.

20 Haziran 2013 Perşembe

bazı insanları tanıdıkça 'ben de yalnızlıktan öleyim' diyorum.o kadar açlar ki iki rakamına.yalnız kalamayacak kadar sefiller.doyumsuzlukları midemi bulandırıyor.

18 Haziran 2013 Salı

umut.

başta insanız.umutlarımız var.olsun diyemeyeceğimiz insanlarımızın omuzları var.sevilesi şefkat dolu, çiçek dolu elleri var onların.onca şarkıya karşı çıkılası kalpleri var.

inkar etmeyelim öyle dolu ki susmak yersiz, yetersiz.çizgilerimden çıkıyorum.sana.kendimden uzak.üzülüyorum.gereği var.seviyorsun.çalan şarkı da dahil güzel kadınları.sokaklar senin.özgürlüğünü özgürlüğümü kısıtlayarak elde ediyorsun.bir kafese tıkarcasına sıkıştırılmış sol acı.ama güzel.hissediyorum.güzel.umutlarımızın tohumlarını ekiyorum, biçiyorum.geç değil.bize hep erken.farkındalığını geliştirmen için zamana ihtiyacın olduğundan beri bizim için erken.kitaplar yazıldığı anlardan bitişine, yaşananlardan kaçışına, öylesine erken.

bak ne yaptın.olurundan çıkardın yolumu.bu tuhaf her gidişin gelişi yoktur.sende her gişenin bileti var.bana gelişlerin sayısız.kovmalı mı gişede çalışan adamı?inanmak bu.kötü çocukların iyi olacağına.annenin evladını sevmesi gibi içtence seviyorum seni koca adam.ve ben saklıyorum umutlarımızı yarınlarımızı.sahip çıkıyorum dünlerimize.her gelişinde sende üzülmeyesin.



özlüyorum.öyle ki içimi adın...adın uyuşturuyor beynimi.benden ben bile gideli şimdi olmuş iki yıl.sen de gelme.gel demelerime aldırma.gelme sevgilim.


16 Haziran 2013 Pazar

bitsin.

biz pişmanlıklarımızı büyük yaşıyoruz.ama küçüğüz.sıkıntılı anlarımızın yalnız insan motifiyiz.yardımcı ol bana.içine hep kuşku düşür ki anlayayım hatamı.bileyim yerimden yurdumu.iliklerimden kalbime yaşayayım aşkın bittiği dakikayı.

yarın farklı bir hayata gözlerimi açmak kaidesiyle uyuyorum şimdi.hatırlatmak gerekirse ihtiyaçsız ihtiyarın tekiyim.bedenimin sağlamlığı içimi yansıtmaz.yalnız olmalıyım diyorum.en yalnız haftamı geçirmeliyim.kendime kalmışlık hissi ile.delirmek yasak.kızıyorlar.anlaşılmazlığımın rahatsızlığını ifade etmeye çalışmaları umutsuz.daha çok mutsuz.

iyi haftalar dilerim.

13 Haziran 2013 Perşembe

kitap arası.

böylece bir adım daha attık.sessizce.birbirimizden habersiz.kaktüsler suladık.kitaplar okuduk.sessizce.adlarımızı öğrendik yeniden ve yeniden.yenilmeyide göze aldık sohbetlerimizde.mutluyduk biliyor muydun?çimenleri sevecek kadar mutlu.güneşin doğuşuna anlamlar yükleyecek kadarda düşünceli.bu bizim.bu şey evet bizim.bu sevgi evet bizim.saç tellerinden öptüğüm adam, öyle benim gibisinki böyle senin gibiyim.işte şöyle yaşayalım buyuralım hayatlarımıza.utanmadan.kitap aralarında.çıkışı olmayan kapının önünde bir ömür.olur mu?sessizce.herkesten habersiz.

üzülür müyüz?birbirimize aitiz diye.diye diye delirir miyiz?ben bilirim korkağız.ne bağlanmak ne sevgi üzerine öğütler.kaçırır ikimizide.ama yapıyoruz.çekinmiyoruz.kuruyoruz hayallerimizi.farklı farklı kişilerle.farklı hayatlarda.farklı yalanlar.kaşlarından öptüğüm adam, inanırsanız inanmayınız bana.telafisi olmayan hatalar peşinde isterik koşar gibiyim.yalan.şşşt.sessizce yalan.

sevmesini öğrenelim.mesela değer vermesini.severken değer vermesini.yapalım yapamadığımız tek şeyi ikimizinken.tek nota gibi.

o da olur.sevmesek?tamam o da olur.nefret etmek şartıyla.öylede güzel sevilir.



sessizliğimizi bozan tek şey olsun.

12 Haziran 2013 Çarşamba

Anlamadığın konuların yapıtını oluşturan hayatımdan umarsızca memnuniyet duyuyorum.Böylesine yaşayışım nefes alışlarımı katlanılabilir kılıyorken değiştirmek yersiz olur.

Öyle ya da böyle kimi aradıysan karşında başka birisi var.Kabullenmek şart.

10 Haziran 2013 Pazartesi

tuhaf adam.

sen sadece kaçış kapısı arayan zavallısın.yaptığın hataları başkasını üzerine yükleyen kendine toz kondurmadığın gibi değişimi reddeden insancık küçüksün.yaşına bakılırsa  koca adam olmuşsun.

hepimiz yapabilirdik bunu.yaşamaktan yorulduğumuzda annemizi bizi doğurduğu için suçlayabilirdik.yapmıyoruz.daha çok seviyoruz.sevmek kabullenmek.olduğum gibicilerden sıyrılmak.ama sen her yıkılışında en sevdiğini suçladın.belkide sana en yakışanı yaptın.gururlusundur.utanma sen.etraftaki insanlardan birisin.farkın acıların.

sodamı içiyorum ağzımda binlerce karınca.kendinize iyi davranın.acılarınıza, hatalarınıza sahip çıkın.iyi insanlarsınız.

9 Haziran 2013 Pazar

bir kadını seviyorum.


                           ' kadın bir filin intiharı kadar büyüktü.'
                                                                                                   ece temelkuran



bir kadını sevdiğiniz adamlardan çok sevebilirsiniz.bu sevgi bütünüyle tamamlayan gibi.çürümüş yanlarımın yontmuş olması gibi.öğle yemeklerimizin hoş sohbetlerinin insanıyız biz mesela.her gün daha farklıyız.kitapların içlerinde.

içimdeki kaktüsleri suluyorsun kadın.beni büyütüyorsun birlikte büyüyoruz.yeni hayallerle yeni binalar dikiyoruz içlerinde tonlarcasına kaktüs.hepsi biz.heyecan verici.konuşmak.fikirler.daha severim ben.yılların sevgisiyle.yılların şarkılarıyla.saçlarımızda uzar sonra.ne mutluluk ama.


güneş saklanırken
yeryüzüne
kadın doğdu
gökyüzünde.


yenidende olsa doğabilir miyim?
belki bir cömertin ağzından.

8 Haziran 2013 Cumartesi

Denizler nedir ki
Ne okyanuslarla suladık hayallerimizi
Kalplerimiz var
Temiz olmayanından
Olur mu
Ne demek
Sevmekse
Bir hayat
Sevmemekse
Bir çiçek

6 Haziran 2013 Perşembe

Baykuş.

Baştan beri kıskançlıktı doğamızı bozan.Terliyorum.Bozuluyorum.Ümitsizlikle sarmalanıyorum.Bu konuşmanın getirisi o olmalıydı.Olayımızın sevgisi.Biz sen ben ne yaptık?Görmedik.Bildiğimizi karşı cephelerden aktardık.Sevgiydi hani?Konuşmuyorsun bak.Dur.Bakma.Kaçırır gibi oldun gözlerini.Dön şimdi.Bekleyene.Kalmamış mı kimse?Onlarda dönmüştür bekleyenlerine.

Bu kural değil.Hayır bunlar bir yerlerde yazmıyor.Duygularımızın kalıntıları.Kuşlarımızın besinleri.

Üzülüyorum açıkçası.Içim çürür gibi.Nefesim içimi paslandırır gibi.Iki dünya bir ara gibi.Neyse ki sevdiklerimiz var.Muhtaç değiliz.Ne kimselere ne herkeslere.
Bir baykuşu sevelim.
toplanıp bundan sonra baykuşları sevelim.
Ren geyiklerinide.

5 Haziran 2013 Çarşamba

Sessiz olun onlar devletini kurtarıyor yakıp yıkarak.Saygı lütfen.

Yavaş yavaş ve doya doya delirelim.
Lütfen bu eylemi isterik yapalım.
Kafayı bulmadan
Aklımız başındayken

Yanlışsınız çünkü doğrularımızı dogurdular lakin ölü bebeklerle.Yardıma muhtaç ama cesur.Gençliğine hasret büyümemiş bir çocuk tavırları bu.Tek görüntü ÇELIŞKI.Yo hayır gülüyoruz.Siz yüzümüze şahsımıza bizzat küfürler ederken biz sadece gülüyoruz.Yapılası olağan hatalar.Keyfini çıkarın, şimdilik.

Kendinize bile saygıyı yitirdiğiniz anlarda lütfen, rica ediyorum, kesin sesinizi!

2 Haziran 2013 Pazar

Hastalık.

Ne olduğu belirsiz insanlar arsında ne insanlığımız bizi kurtarır ne de çürümeye yüz tutuyor olmamız. Bataklıklarımızın çiçekleriyiz de diyebiliriz. Beynimin içinde çok sen az ben inkar ediyoruz hepsini. Intiharlar ile süslüyoruz çevremizi. Yanlış bir adım bir ölüm.

inanın bana kanser denen bir hastalık mevcut soluduğumuz hayatın icinde. Evet, hasta insanlarımız var.

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Dudaklarından

Öyle laflar ediyorlar ki yutulası cinsten.
Sevgilere dair.
Düşler kuruyorum.
senli benli.
Güzel oluyor.
sonraları.
bir haber bekliyoruz.
ne olursa.
bir haber geliyor,
 kulaklarımıza üflüyorlar.
    ayrılıyoruz.

Nedir bu görünmezlik.Burada yerimi almışken sözler dahil dudaklarıma köle olmuşken. Birden hiç olmadık özlemlerle sarmaşıklanıyorum. Asfaltı adımlarıma uydurur şeklinden çığlıklar atıyorum. Çünkü yorgun beden. Kalakalmış çocuklara aç.Çünkü bedenim kimsesiz. Kendi yurduna münhasır.Dünyada sıkışmış  yurdu.

Sevebilirsiniz.Kriterlere ihtiyaç var.

Yanlış yasayışların yanlış düşüncelerine kurban gidiyorum.Bütün hücrelerim bağımsızlığını ilan etmiş farklı yanlışlar.

Neyse

Kafam kaç kişi?

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Korkaksınız bayım.

boş mesaj atmak herhalde
                          'Hiçbir şey demiyorum' demenin farklı bir şekli.
         Yoksa kendinizi mi hatırlatmaya çalışıyorsunuz bayım?Bir şey arar gibiydiniz.Sanki sahiplik.Bulduğunuza şüphem yok lâkin çocukluktan ileri gidemeyişinize gülüyorum.Korkaksınız. Neyse ki ben sizi ucuz atlattım.

Desemde iş orada bitmiyor.Sevginle nefretinle yazma nedenimsin çocuk,bay,bayım.Mesela sizinle Isviçre ye gitmeliydik.Çok sıkı sarılırdım hattâ öyle güzel severdimki orada sizi.Her sabah güneş sizin için doğardı.Hislerim uyuşurdu her gün sarhoş gezerdim.O yüzden beni sevemediniz bayım ya da inandıramadınız.Söz veriyorum hayatımdan size dair her kesiti her sevgiyi bir bir tırnaklarımla kazıp atacağım.

20 Mayıs 2013 Pazartesi

yok oluyoruz.

Gidiyoruz çünkü biliyoruz
Biliyoruz çünkü gidiyoruz.

Görüyorum sen orda burda.düşüncesizce hareket ediyorsun.benim sendeki halim gibi.kapatıyorum şimdi gözlerimi.sinirim yatışana kadar.anlamıyor musun yok oluyoruz!


Başkasının hayatında
Taht kurmuş sevgili
Huysuzsun
Huysuzum
.
Oynuyoruz
En büyük sevgileri.
.
Özlüyoruz
Çünkü 
Ölüyoruz.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Aynı

Bir gün sadece aradım.Yani bilirsiniz sesini duymak istemiş olabilirim.Özlediğimden değilde her neyse artık.Ilklerde telefon kapalı olduğundan sesine yabancı olduğum kişi ısrarla mesaj birakmami istedi.Mesajları sevemiyorum bana seni hatırlatıyor.Hatırlattığı gibi aramalar başlıyor.Daha sonraları artık numaranın kullanilmadigina dair aynı kadın beni bilgilendirdi.Kim bu kadın sevgilim?Neden senin telefonlarını hep o açıyor?Yabancı sesleri sevmiyorum bilirsin.Yapma bunu.Ben kötü bir kızım.Kötü insanların iyi insanlara ihtiyaçları vardır.Öğret bana.Her şeyi.Kendinden başla.Öylesine sevmek ki bu vazgeçmek.Düş görmek.

Öyleki altüst oldum.Bilir misin bilmem ama hayatımın akışına baraj kurdun.Beni korkutuyorsun.


14 Mayıs 2013 Salı

    Kaşlarınızı bana çatın bayım,
          onları öpebilirim.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

7 Nisan 2013 Pazar

20 Ocak 2013 Pazar

Ne varsa yok.




Çaresiz miyim? 
Yapmayın ama 
Nasıl olduğumu ne yaptığımı sormayın. Neden mutsuz olduğumdan bahsetmeyelim. siz neden mutlusunuz? Bunları anlatın bana.
yardımcı olmaya çalışmayın. Sevgi gösterilerinize ihtiyacım yok. Yoksa bırakayım da sevin mi beni? sanırım hayır.

Hissediyorum ki hissizleşiyorum. Suçlusu siz değilsiniz ama ben de değilim. Ne olsun isterdim biliyor musunuz?
Söylersem basit olurdu. Sırların uzun sürelisi insanı oyalar. Ütopyaların olduğu hayatıma başkalarını dahil etmem olanaksızdı zaten.
sakin bir müzik belki
daha sakin
olduğunca sakin...
iyi geçireceğiniz günler dilerim.

8 Ocak 2013 Salı

Sesleriyle varoldular.

Insanları sorgulamaktan yorulmuş insanlar tanıdım.
Birçoğunu kaldıkları yere hapsettim, bazısını da hayatıma buyurettim.
Ne az sevdiler ne de çok
Kimseden beklenmeyecek kadar mükemmel
Tek kusurları vardı
Fazla kusursuzlardı

Sonunda ne sevebildiler ne de sevildiler. Tek eksikleriyle hayatıma sesleriyle aksettiler. 
Onlar mutlular.